Yaşam koşulları ve beslenme şeklimiz kansere yakalanma riskini belirleyen en kayda değer faktörler. Doğrusunun ne olduğunu ara sıra bilsek de, gerektiği değin özenli olamayabiliyoruz. Meme kanserinin dünyada ve Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak bilindiğini ifade eden Genel Cerrahi ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Yol, hastalığın en çok 40-50 yaş ve ardından ortaya çıktığının altını çizdi. Meme kanserinin nedeni tamamiyle bilinemese de gelişen teknoloji, değişen hayat şartları, çalışma şartları, yetersiz besin ve kilo gibi çoğu etkenin bu hastalığa yol açabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Serdar Yol, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla hastalığın belirtileri ve korunma yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu. 
Meme kanseri için kesinleşmiş risk faktörlerini sıralayan Prof. Dr. Serdar Yol, “Yaşın ileri olması (45-55 yaş arası en sık görülen yaş aralığıdır, yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar), annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi ya da annenin her iki memesinde de meme kanseri olması, hiç doğum yapmamış elde etmek veya birincil doğumunu 35 yaşın üzerinde yerine getirmek (20 yaş altında doğum yapanlarda meme kanseri daha az görülür), emzirememek, birincil adetin 12 yaş altında görülmesi, geç menopoza girmek (55 yaş üstü), menopoz sonrası dönemde büyüyen şişmanlık, yumurtalık ya da rahim kanseri edinmek, beslenmede doymamış yağların aşırı kullanımı (margarinler) meme kanseri riskini artırıyor.” diye konuştu.Dr. Yol, şu bilgileri paylaştı: “Meme kanseri en sık 50 yaş üzeri kadınlarda rastlanır oysa bu gençlerde meme kanseri olmayacağı anlamına gelmez. 20 yaş itibarıyla kişinin ayda bir kendisinin, yılda bir doktorunun yapmış olduğu tetkik çok önemlidir. Erken teşhis hayat kurtarır. Günümüzde meme kanseri belirtilerinin birçok kişinin kendisi göre bulunuyor. Kanserli kitleler nispeten sert, yamalı cepheli, yüzeyi pürtüklü görünüyor ve meme dokusu içinde rahatça oynatılamıyor. Memede ya da koltuk aşağı ele gelen kitle (sertlik, şişlik), meme başında içe doğru çekilme, çöküntü ya da biçimsizlik, meme başı derisinde şansın dönmesi (soyulma, kabuklanma), meme cildinde bere veya kızarıklık, meme cildinde ödem, şişkinlik ve içeriye doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü), memede çoğaltma, biçimsizlik ya da asimetri ya da renginde değiştirme (kızarıklık vs.), bu belirtilerden minimum biri var ise hemen doktora gösterilmesi gerekmektedir.” 
Erken tanının meme kanserinde yaşamı etkileyen en manâlı faktörlerden biri olduğunun altını çizen Prof.Yol, “Erken teşhis doğruca günümüzde meme kanserinden ölümler yarıya inmiştir.” dedi. Meme kanserinin çare yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Yol, “Meme kanseri saptama edilmiş hastaların kanserin boyutuna kadar tedavi yöntemleri değişmektedir. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde memesinin tamamı alınmamakta, yalnızca tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılmaktadır. Eğer koltuk aşağıda dağılım varsa, tedaviye radyoterapi veya kemoterapi ilave edilmektedir.” ifadelerini kullandı..
Meme kanseri için kesinleşmiş risk faktörlerini sıralayan Prof. Dr. Serdar Yol, “Yaşın ileri olması (45-55 yaş arası en sık görülen yaş aralığıdır, yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar), annede 50 yaş altında meme kanseri görülmesi ya da annenin her iki memesinde de meme kanseri olması, hiç doğum yapmamış elde etmek veya birincil doğumunu 35 yaşın üzerinde yerine getirmek (20 yaş altında doğum yapanlarda meme kanseri daha az görülür), emzirememek, birincil adetin 12 yaş altında görülmesi, geç menopoza girmek (55 yaş üstü), menopoz sonrası dönemde büyüyen şişmanlık, yumurtalık ya da rahim kanseri edinmek, beslenmede doymamış yağların aşırı kullanımı (margarinler) meme kanseri riskini artırıyor.” diye konuştu.Dr. Yol, şu bilgileri paylaştı: “Meme kanseri en sık 50 yaş üzeri kadınlarda rastlanır oysa bu gençlerde meme kanseri olmayacağı anlamına gelmez. 20 yaş itibarıyla kişinin ayda bir kendisinin, yılda bir doktorunun yapmış olduğu tetkik çok önemlidir. Erken teşhis hayat kurtarır. Günümüzde meme kanseri belirtilerinin birçok kişinin kendisi göre bulunuyor. Kanserli kitleler nispeten sert, yamalı cepheli, yüzeyi pürtüklü görünüyor ve meme dokusu içinde rahatça oynatılamıyor. Memede ya da koltuk aşağı ele gelen kitle (sertlik, şişlik), meme başında içe doğru çekilme, çöküntü ya da biçimsizlik, meme başı derisinde şansın dönmesi (soyulma, kabuklanma), meme cildinde bere veya kızarıklık, meme cildinde ödem, şişkinlik ve içeriye doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü), memede çoğaltma, biçimsizlik ya da asimetri ya da renginde değiştirme (kızarıklık vs.), bu belirtilerden minimum biri var ise hemen doktora gösterilmesi gerekmektedir.” 
Erken tanının meme kanserinde yaşamı etkileyen en manâlı faktörlerden biri olduğunun altını çizen Prof.Yol, “Erken teşhis doğruca günümüzde meme kanserinden ölümler yarıya inmiştir.” dedi. Meme kanserinin çare yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Yol, “Meme kanseri saptama edilmiş hastaların kanserin boyutuna kadar tedavi yöntemleri değişmektedir. Erken dönemde gelen hastaların tedavisinde memesinin tamamı alınmamakta, yalnızca tümörlü kısım etrafındaki sağlam doku ile çıkartılmaktadır. Eğer koltuk aşağıda dağılım varsa, tedaviye radyoterapi veya kemoterapi ilave edilmektedir.” ifadelerini kullandı..