Mamografi taramasını atlamak hayati risk oluşturabiliyor

Meme kanseri taraması ve erken tanısında altın standart olarak yerini koruyan mamografinin etkinliği, yayınlanan bir araştırmayla bir kere daha ortaya kondu. Meme kanseri tanısı bölge kadınlar üzerinde gerçekleştirilen bu araştırmada, mamografi taramasını atlamanın meme kanserinde hayat kaybı üstünde de kayda değer bir etkisi olduğu gösterildi. Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Filiz Çelebi, yaklaşık 550 bin kadın üzerinde geçekleştirilen çalışmayı değerlendirdi. Meme kanseri tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşmada hastalığın erken evrede ayrım edilmesinin çok büyük önemi olduğunu andıran Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Filiz Çelebi, mamografinin atlanmadan ve uyumlu olarak yapılmasının meme kanserinde yaşam kaybını azaltmanın da anahtarı olabileceğini söyledi. Mamografi taramasını atlamak hayati risk oluşturabiliyor #1 Kanser tanısı konmadan önce sadece bir mamografisini atlayan kadınlarda yaşam kaybının daha yüksek olduğunun ortaya konduğu araştırmayla ilgili  Radyoloji Uzmanı Doç.Filiz Çelebi şunları anlattı: “Çalışmada hastalar, teşhis öncesinde son mamografisini yaptıranlar, sondan bir öncekini yaptıranlar, son iki mamografisini ahenkli yaptıranlar ve hiç yaptırmayanlar olarak dört gruba ayrılmış. 1992-2016 yılları aralarında yaklaşık 550 bin kadın üzerinde gerçekleştirilen bu çalışmaya göre; meme kanseri tanısı almadan önceki her iki tarama mamografisini yaptıran kadınlarda meme kanseri mortalitesi (hayat kaybı oranları) daha düşük. Benzer grupta 10 yıl içinde meme kanserinden hayat kaybı oranının da yüzde 50 azaldığı görülüyor.” Düzenli mamografinin mortalite üzerine etkisiyle ilgili Doç. Dr. Filiz Çelebi şu bilgileri verdi: “Mamografi, bilhassa çok erken faz kanserlerin belirtisi olan mikrokalsifikasyonları saptamamızda fazla etkin bir görüntüleme yöntemi. Dolayısıyla ahenkli yapılması daha erken tanıyı ve erken tedaviyi sağlıyor. Bu da ayrıca hastanın mortalitesi ayrıca de ameliyatın şekli açısından da önem taşıyor. Daha minimal cerrahilerle hasta sağlığına kavuşabiliyor. Ama burada anahtar sözcük ‘ahenkli mamografi’. Hemen çektirdim, 5 sene sonradan çektireyim gibi bir girişim natürel ki tehlike oluşturur.Uyumlu yaptıranlarla ya hiç çektirmeyen ya da düzensiz çektirenlerin hayat kayıpları arasındaki fark net olarak ortaya konmuş.” Mamografi taramasını atlamak hayati risk oluşturabiliyor #2 Bu sonuca ulaşmadaki en manâlı unsurun meme kanserinin erken evrede yakalanması olduğunun altını çizen Doç. Dr. Filiz Çelebi, “Elde edilen bu istatistikler ahenkli yapılan mamografinin önemini ortaya koyuyor. Son iki mamografisine katılanlarda meme kanserinden hayat kaybı kayda değer ölçüde düşüyor. Bu epeyce önemli bir netice.” Meme kanseri mamografi taramasında ülkelere göre ayrı stratejiler bulunduğunu hatırlatan Doç. Dr. Çelebi sözlerine şöyle devam etti: “Mesela İngiltere, ABD gibi bir takım ülkelerde mamografi çekimleri 50 yaşından daha sonra başlıyor ve 2 yılda bir yapılıyor. Anca ülkemizde daha genç bir popülasyona sahip olduğumuz için mamografi taramaları 40 yaşında başlıyor. Kişinin bireysel bir riski yoksa 40 yaşından daha sonra yılda bir defa yaptırmalarını öneriyoruz.” 40 yaşından itibaren yılda 1 kere düzenli olarak mamografi yapılması çok manâlı.Dr. Filiz Çelebi: “Örneğin annesinde 40 yaşından önce meme kanseri saptama edilen bir birey, taramaya annesinin teşhis aldığı yaştan 10 yıl önce yani 30 yaşında başlamalı. Bu kişiler özel bir grubu oluşturduğu için takiplerinde aynı zamanda meme MR’ını da kullanıyoruz. Tercihen mamografiden 6 ay sonradan meme MR’ı yapmayı öneriyorum. Ancak aynı anda her ikisi birden de yapılabilir.” Mamografi taramasını atlamak hayati risk oluşturabiliyor #3 Son yıllarda ülkemizde de toplumsal farkındalığı artırmaya karşın çalışmalarla birlikte insanların çok daha bilinçli ışık halkası geldiğini söyleyen Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Filiz Çelebi, bir grup kadının da mamografi konusundaki içten zannettiği yanlış bilgilere sahip olduğunu belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Mamografi çektirerek alınacak radyasyon dozunun da kansere yol açabileceğini düşünülüyor. Gerçekte durum böyle değil. Çünkü bu anlamda teknoloji oldukça ilerledi. Özellikle tomosentez içeren mamografi sistemleri de dahil olmak üzere, mamografiyle alınan radyasyon dozunun tanıda makul olduğu ve kendisinin meme kanserine yol açmadığı da çoğu bilimsel data ile ispatlanmış durumda.Sonuçta bu bir teşhis yöntemi ve sadece birkaç dakika sürüyor. Sancı, kişinin sızı eşiğine göre değişebilen görece bir kavram. Ancak sonuçta kaçınmayı gerektiren ve korkulan bir sızı olmadığını şüphesiz bildirmek olası. Dolayısıyla da 40 yaşından sonradan tüm kadınların yılda bir yaptırmalarını öneriyorum.”.

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir