Bir süredir koronavirüs tedavisi gören hoş şarkıcı Ceylan Ertem, sosyal medya üzerinden ‘taciz’ itirafında bulundu. Twitter hesabından peş peşe paylaşımlar yapan Ceylan Ertem, 5 sene boyunca takıntılı bir bayan hayranı göre yaşadığı kuvvet günleri anlattı. Kariyerine 2006 yılında başladığını bildiren Ertem, şu ifadelere yer verdi: “Yıllar geçtikçe daha yakından bu yolculuğumun tanığı oldunuz. Bu süreçte ben de birçok sıkı dinleyicimin üniversite hayatlarına, evliliklerine, nasıl başarılara imza attıklarına tanık oldum, çok bebeğin isim annesi oldum ve bu ilişki biçiminden memnun da oldum. Oysa her zaman bu ilişki belirli bir mesafe+hürmet çerçevesinde ilerledi, gelişti. 
Şöyle fakat bundan sanırım 5-6 sene evvel bir dinleyicim de bütün konserlerime (kent ayrım etmeksizin) gelmeye, peşine düşüp takip etmeye başladı. yavaş yavaş göz aşinalığı oluştu.1 sene içerisinde bu bayan dinleyicim bana olan hislerini yazmaya başladı. Ben de bu ilişkinin katiyen bir dinleyici-müzisyen ilişkisinden öte olmayacağını kendisine NET olarak belirttim. Sonra bir yere müzik dinlemeye gittiğimde bu birey bağlı masada şarap içerken, tatile gittiğim şehirlerde yol kenarında dikilirken de gözüme çarpmaya başladı. İşin dozunu artırdı ve tekrar peşine düşüp takip edilmeye başlandım. Yaşadığı şehri değiştirdi, İzmir’de yaşarken, (o dönemler yaşadığım) Anadolu Hisarı’na taşındığını yazdı.
Hediyeler, her konsere gelen çiçekler ile canım sıkılıyordu ve bir kez daha bu işin olmayacağını, kendi hayatına odaklanması gerektiğini AÇIKÇA belirttim. Bu olaydan sonradan bu kişi cinsiyet değiştirdiğini yazdı. (Hatta bu değişimin ‘benim için’ olduğunu yazdı, yaşadığı sürecin tüm ayrıntılarını da yazdı, zaten ben de gözlerimle görüyordum) Adını en sevdiğim erkek isminden seçti.Bunun tedavi olacağını, aleyhinde tarafın ilgisini kaybedeceğini umdum. Nereye taşınsam, nerede konser versem, nerede tatil yapsam aralıksız gördüğüm bir yüz bu yüz. giderken, yaşadığım yeri ‘yeniden’ öğrendiğini ve yaşadığım köyde tekrar tekrar dolaşıp beni aradığını yazmış son olarak. Bu akşam ise ‘hayranıyım’ diye yalan söyleyerek, benim de zaman zaman sipariş verdiğim bir restoranta adıma sipariş vermiş. Siparişi bölge mekan faturayı gönderince tamamiyle nerede yaşadığımı öğrenmiş. (Mekanlara da uyarımdır, aman ne olur bu tür şeylere uyarı edelim). Biraz evvel gönderdiği yemekler evime geldi. Ve bardağı taşıran son damla oldu. 
Hem korkuyorum keza öfkeliyim hem üzgünüm. Konserlere korumayla giden biri değilim, düşünüyorum. Konserlerde o yüzün olduğu tarafa bakamıyorum. Onun olduğu yöndeki dinleyicilerimle iletişimim sıfır.Nereye gitsem aklıma geliyor. Sıkıntılı oluyorum. Yoruldum. Aslında kalbim çabucak çarpıyor. Şu lahza Covid tedavim devam ediyor ve dahası bunu düşünüyorum. Yaşadığım yerdeki bekçiyi uyarıyorum. Ne yapsam diye düşünüyorum. Özgürlüğümü, hayatımı kısıtlıyor, korkutuyor. Bunları yazarken ellerim titriyor. Covid durumum geçer geçmez savcılığa gideceğim. öte taraftan arkamda dinç, reel halk müziği var. İyi ancak varsınız. Her şeyin çaresi vardır diye göz önünde bulundurmak istiyorum. Ve yalnız olmadığımı biliyorum. Kimse kendini bu cins durumlarda biçare ve korkak hissetmesin isterim. Lakin ben bu akşam gerçekte korktum. Hem karşımdakinden keza kendimden keza beni sevenlerin, ailemin kaygıları nedeniyle duyacakları üzüntüden. yine de bu 5 yıllık süreci paylaşmak istedim.”

.
Şöyle fakat bundan sanırım 5-6 sene evvel bir dinleyicim de bütün konserlerime (kent ayrım etmeksizin) gelmeye, peşine düşüp takip etmeye başladı. yavaş yavaş göz aşinalığı oluştu.1 sene içerisinde bu bayan dinleyicim bana olan hislerini yazmaya başladı. Ben de bu ilişkinin katiyen bir dinleyici-müzisyen ilişkisinden öte olmayacağını kendisine NET olarak belirttim. Sonra bir yere müzik dinlemeye gittiğimde bu birey bağlı masada şarap içerken, tatile gittiğim şehirlerde yol kenarında dikilirken de gözüme çarpmaya başladı. İşin dozunu artırdı ve tekrar peşine düşüp takip edilmeye başlandım. Yaşadığı şehri değiştirdi, İzmir’de yaşarken, (o dönemler yaşadığım) Anadolu Hisarı’na taşındığını yazdı.
Hem korkuyorum keza öfkeliyim hem üzgünüm. Konserlere korumayla giden biri değilim, düşünüyorum. Konserlerde o yüzün olduğu tarafa bakamıyorum. Onun olduğu yöndeki dinleyicilerimle iletişimim sıfır.Nereye gitsem aklıma geliyor. Sıkıntılı oluyorum. Yoruldum. Aslında kalbim çabucak çarpıyor. Şu lahza Covid tedavim devam ediyor ve dahası bunu düşünüyorum. Yaşadığım yerdeki bekçiyi uyarıyorum. Ne yapsam diye düşünüyorum. Özgürlüğümü, hayatımı kısıtlıyor, korkutuyor. Bunları yazarken ellerim titriyor. Covid durumum geçer geçmez savcılığa gideceğim. öte taraftan arkamda dinç, reel halk müziği var. İyi ancak varsınız. Her şeyin çaresi vardır diye göz önünde bulundurmak istiyorum. Ve yalnız olmadığımı biliyorum. Kimse kendini bu cins durumlarda biçare ve korkak hissetmesin isterim. Lakin ben bu akşam gerçekte korktum. Hem karşımdakinden keza kendimden keza beni sevenlerin, ailemin kaygıları nedeniyle duyacakları üzüntüden. yine de bu 5 yıllık süreci paylaşmak istedim.”
.